BAKIRKÖY GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRİYOR!
“Deprem yakın, mahallemde yaşamak hakkım!” diyerek yola çıkan Bakırköy Kentsel Dönüşüm Dayanışma Platformu,
tüm Bakırköylüleri güç birliğine çağırıyor!
İzmir Seferihisar açıklarında meydana gelen büyük deprem sebebiyle hepimiz çok üzgünüz! Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve tüm Türkiye’ye baş sağlığı diliyor, yaralılarımızın bir an önce iyileşmesini temenni ediyor ve geçmiş olsun diyoruz.
Dünya yeni bir çağa girecek olmanın sancılarını, çeşitli doğal afetler ve salgın hastalıklar üzerinden yaşarken, uzmanlar, fikir birliği içinde, büyüklüğü “7-7,5” arasında beklenen Büyük İstanbul Depremi’nin artık çok yaklaştığı konusunda kamuoyunu uyarıyor.
Bakırköy, olası depremde zemin özellikleri, deprem kaynağına yakınlığı ve güvensiz yapı stoku olarak İstanbul’un en riskli ilçeleri arasında olup, 1999 Büyük Gölcük ve Düzce Depremleri’nden bu yana geçen 20 yıllık süreçte, konut yapı stokunda yeterli iyileştirme yapılamamış ve bu konutlarda yaşamak zorunda olan büyük bir nüfus risk altında bırakılmıştır. İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü tarafından hazırlanan, ‘İlçe Olası Deprem Kayıp Tahmini Kitapçığı’na göre, 7,5 büyüklüğündeki olası bir depremde, ilçe genelinde, çok ağır ve ağır hasar alması beklenen toplam bina sayısı, 2088 olarak tahmin edilmektedir. Buna göre, yaklaşık 230.000 olan nüfusu, farklı ilçelerden gelen ziyaretçilerle birlikte gündüz 1 milyonu geçen Bakırköy’de, deprem anında ilgili binalar ve çevresinde bulunan kişi sayısına göre değişecek, ciddi bir can kaybı yaşanması kaçınılmazdır.
Bununla birlikte, ilçemizin tüm mahallelerinde, riskli yapılarda yaşayan mahalle sakinleri, büyük bir bölümü dar gelirli, emekli ailelerdir. Bu aileler, binalarının yeniden yapım ya da güçlendirme bedelini ödeyebilecek ekonomik güce sahip olmadıkları gibi, müteahhide pay verecek kadar bir imar hakkına da sahip olmadıklarından, büyük bir çıkmazla karşı karşıyadır ve yıllardır gerekli iyileştirmelerin yapıldığı bir imar planı umuduna kilitlenmiş olarak beklemektedir.
Ancak konuyla ilgili yaşanan mevcut siyasi tıkanıklık sebebiyle bir türlü çözülemeyen sorun, İstanbul çapında düşünüldüğünde, çok sayıda can ve mal kaybıyla birlikte, Türkiye ekonomisini de bir çöküşe sürükleyeceğinden, acil bir çözüme ihtiyaç vardır. 6306 Sayılı ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un, 1999 Büyük Gölcük ve Düzce Depremleri’nden tam 13 yıl sonra, 2012 yılında yürürlüğe girdiği ve bugüne kadar konuyla ilgili somut bir adım atılamadığı dikkate alındığında, artık kaybedecek zaman kalmamıştır. Zararın neresinden dönülürse kârdır.
“Yaşam hakkı” en temel insan hakkı olup, bundan daha öncelikli hiçbir konu bulunmaması dolayısıyla siyaset üstüdür. “Kendi mahallemizde yaşam hakkı” ise, insani bir haktır. Şu an korona virüs salgını nedeniyle dışarı rahatça çıkamazken, deprem riski nedeniyle evlerimizde güvenle oturamamanın endişesi içindeyiz. Özetle, ya hep birlikte kurtulacağız ya da hep birlikte öleceğiz! O zaman, gelin güçlerimizi birleştirelim ve hiçbir siyasi parti ayrımı yapmaksızın, çözüme katkı sunacak, Bakırköy’deki tüm kişi, kurum, Meslek Odası ve Sivil Toplum Kuruluşları’nı bir araya getirerek, güçlü bir kamuoyu yaratalım.
Bu anlamda, bizleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bakırköy Belediyesi’nde temsil eden meclis üyelerimizi, çözümü hızlandırarak yanımızda olmaya davet ediyor ve Bakırköy’de yaşayan herkesin, bizimle beraber çözüme katkı sunmasını bekliyoruz. Süreci hızlandırmak için gerekli tüm çalışmaları tamamlayarak, Aralık ayında yapılacak ilk İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’na, Bakırköylüler olarak toplu katılım sağlamayı planladık.
Taleplerimiz; Büyük İstanbul Depremi’ne kadar yapısal dönüşüme girebilecek riskli binalar için halkın mağduriyetini mümkün olan en azami ölçüde gideren imar hakkı artırımına gidilmesi ve çeşitli sebeplerle sonradan oluşmuş imar hak kayıplarının iade edilmesi gibi iyileştirmelerin yapılarak, imar planlarının bir an önce tamamlanması, gerekli finansal desteğin sağlanması ve planlama sürecine katılımımızın sağlanmasıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

